7 Temmuz 2011 Perşembe

MONSTER FELSEFESİ..

Ofisten tek başıma yazıyorum. Kulaklık var son ses müzik dinlemekteyim. Bir telefon geldiğinde ise ışık yanıp sönüyoor. Bir gözüm telefon ışığında yani. Bir konum yok deneme 1,2,3 yani. Aslında ne çok şey var yazmamız ve aynı zamanda okumamız gereken.. Hadi yazalımmmmm.. Dünki yazımda içimizdeki sesten bahsetmiştim. Bu sefer içimzdeki canavardan bahsetmek istiyorum. Evet bir ses varsa canavar da aynı şey değil midir? Hayır o ses bu canavar ahahaha emiri veren bir ses eyleme geçiren bu canavar Lady gaga monster geldi aklımaa. MOnster Felsefesi var mıdır acaba? Yoksa da bundan sonra olmalı bence. İçimizdeki ses sadece konuşur. peki davranışları yapan kimdir? Biz mi? Hayır. Senden öte bir sen daha var. İşte o senden başka sen olan varlık canavarımız bizim. Normlara uyan kendimizsek eğer, isyan eden canavar. İstemediğimiz birşey varsa yaptığımız, isteyen yine o.. Hep zıtlaşıyor mu derseniz? Tabiki canavarlar özelliği hep değişir. Ama kimi zaman bize doğruyu söyler. Doğruyu söylemediği zamanlarda da yine doğruyu söyler. Ya biz onu anlamayız ya da anlıyormuş gibi yaparız ya da doğru söylemediğini zannetme gibi bir yanılgıya düşeriz. Peki doğru olan ne? Canavar mı biz mi? ya da biz mi canavarız ya da canavar aslında biz mi? İşte monster felsefesii budur. Nerde canavarlaşıp nerde kendin olacağını bilmektir. Ya kendini cavarlaştırırsın ya da içindeki canavarı ehlileştirirsin.Eğer ehlileştirmenin kimyanı bozduğunu düşünüyorsan kendini canavarlaştırmazsın içindeki monsteri senleştirirsin..
Bense içimdeki Taneri ortaya çıkarmak istiyorum.. Bu sistemde "o yea" demek isteyen binlerce insan var. O yüzden monster felsefenizi siz seçin. Ve "o yea" demeye devam edin veya etmeyin..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorum